Linux

Özgürlük için!
Linux ve "Açık Kaynaklı" yazılımlar "özgür"dür. Bu, lisanslarının "özgür lisans" olduğu ve genellikle de GPL(Genel Kamu Lisansı) olduğu anlamına gelir. Bu lisans herkesin yazılımın kodunu (tarifini) görmesini, kopyalamasını ve GPL lisansının korunması şartıyla yeniden dağıtılmasını mümkün kılar.

Peki özgürlük denince ne anlıyoruz? Yarın Microsoft'un yok olduğunu düşünün (tamam, yarın olmasa da 5-10 yıl sonra). Veya birden Windows'un ya da Office'in lisans fiyatını birden üç katına çıkardığını düşünün. Microsoft'a bağımlıysanız, yapacak bir şeyiniz yok. Siz (veya şirketiniz) sadece bu şirkete, bu yazılıma bel bağlamış durumdasınız ve o olmadan işlerin yürümesini sağlayamazsınız (işletim sistemi olmadan bilgisayar ne iş yapabilir ki?). Bu ciddi bir sorun değil mi? Tek bir şirkete bağımlısınız ve bilgisayarlarınızın gerektiği gibi çalışması için tamamen ona güveniyorsunuz. Eğer Microsoft Windows'un bir sonraki sürümü için 1000$ isterse yapabileceğiniz hiçbir şey yok (Linux'a geçmek haricinde). Eğer Windows'ta sizin çok canınızı sıkan bir hata varsa ve Microsoft bunu düzeltmeyecekse yapabileceğiniz bir şey yok (Microsoft'a hataları bildirmek o kadar da kolay değil, "Hata Bildirimi" bölümüne bakın).

Açık Kaynak sayesinde, proje veya onu destekleyen şirket bittiğinde, kodlar halka açıktır ve insanlar onu geliştirmeye devam edebilir. Eğer proje sizin çok işinize yarıyorsa kendiniz bile geliştirebilirsiniz. Canınızı sıkan bir hata olduğunda bunu bildirebilir, geliştiricileriyle konuşabilir, daha iyisi kendiniz de düzeltebilir (ya da düzeltecek birini tutabilir) ve değişiklikleri geliştiriciye yollayarak herkesin bu iyileştirmeden yararlanmasını sağlayabilirsiniz. Bu yazılımla (neredeyse) herşeyi yapmakta özgürsünüz.
İşletim sisteminize neden 250-450 Tl arası bir meblağ ödeyesiniz ki?

Belki de ben Windows'a para ödemedim ki diye düşünüyorsunuz. Emin misiniz? Eğer bilgisayarınız bir Windows kopyasıyla geldiyse, o zaman para ödemişsinizdir, aldığınız yer size aksini söylese de... Windows lisansı yeni aldığınız bir bilgisayarın fiyatının yaklaşık dörtte birine denk gelir. Sonuç olarak Windows’u yasal olmayan yoldan almadıkça, kesinlikle ödeme yapıyorsunuz. Microsoft parasını nereden kazanıyor sanıyorsunuz?

Bir yandan da Linux'u tamamen ücretsiz edinebilirsiniz. Evet, gerçekten böyle, dünyadanın dört bir yanındaki bu adamlar düzenli, güvenli, kullanışlı ve iyi görünümlü bir sistem yaptılar ve herkesin özgürce kullanabilmesi için bunu paylaşıyorlar (eğer bu adamların neden bunu yaptığını merak ediyorsanız http://forum.ubuntu-tr.net/adresini ziyaret edin). Bazı şirketler destek ve dökümantasyon sağlayarak Linux sayesinde para kazanıyorlar. Bu da kesinlikle güzel bir şey. Fakat çoğunlukla cebinizden tek bir kuruş bile çıkmayacaktır.
Virüsleri unutun.

Eğer bilgisayarınız size sormadan kendini kapatıyorsa, eğer isteğiniz dışında size ilginç ve anlamsız gelen türlü reklam pencereleriyle karşılaşıyorsanız, mailleriniz sizin haberiniz olmadan tüm listenize yollanıyorsa, o zaman bilgisayarınızda bir virüs olduğundan şüphelenmelisiniz. Bunun ana sebebi de bilgisayarınızda Windows'un kurulu olmasıdır.

Linux'da virüs bulunması çok zordur. "Varlar ama sık rastlamıyoruz" yanlış bir tabir olur. Durum şu sözle daha iyi ifade edilebilir "Linux'da gerçekten bir virüs görürsen gel de bana söyle". Tabi ki, Linux'ta virüs yemek imkansız değildir. Ama, Linux bunun olmasını gerçekten çok zorlaştırır. Sebeplerine gelecek olursak:

    Birçok insan Microsoft Windows kullanır, korsanlar yapabildikleri kadar çok hasar yapmak (veya kontrol etmek) isterler ki bu yüzden Windows'u hedef alırlar. Ama tek sebep bu değildir; Apache Web Sunucusu (Bir web sunucusu adresini yazdığınızda Web sayfalarını tarayıcınıza gönderen ve karşıdaki bilgisayarda bulunan bir programdır), açık kaynak kodlu olmakla birlikte, en yüksek market payına sahiptir, buna rağmen Microsoft'un sunucusundan çok daha az saldırıya uğramaktadır.
    Linux akıllı bir yetkilendirme yönetimi kullanır. Windows (ve her yüklediğiniz program) sistemde istediğini yapabilme yetkisine sahiptir. Sizin emek harcadığınız işinizin yok olmasına yol açan sisteminize ceza vermek istiyorsanız , sistem klasörüne gidip istediğiniz dosyayı silebilirsiniz: Windows sizi durdurmayacaktır. Tabi ki bilgisayarı baştan başlattığınızda bela başlayacaktır. Şimdi bir düşünün, siz sistem klasörüne gidip o dosyaları silebiliyorsanız, diğer programlar da bunu yapabilir, ve her şeyi berbat edebilir. Linux buna izin vermez. Sistemle ilgili şeylere müdahele etmek istediğinizde Yönetici şifresi girmek zorundasınız (kısacası sistemde Yönetici değilseniz sisteme müdahele edemezsiniz). Virüsler istediği yere gidip istediği şeyleri değiştiremez veya yok edemez çünkü buna yetkileri yoktur.
    Daha çok göz daha az güvenlik açığı demektir. Linux açık kaynaklı bir yazılımdır, bu da dünyadaki her programcının kodlara (programın "tarifine") bakmasına ve yardımcı olmasına, ya da geliştiricilere "... Bu bir güvenlik açığı değil midir?" diyebilmesine olanak sağlar.
Linux bilgisayarınızı korur.
Virüsler, trojanlar, reklam yazılımları, casuslar... Windows bunların hepsinin sisteminize kolayca sızmasına izin verir. Bir Windows sistemi (İnternete bağlı ve varsayılan "Service Pack 2" kurulu) , ortalama 40 dakika içinde enfeksiyon kapar. (aslında, zaman zaman bu sadece 30 saniye alır.)

Tabii ki bir dizi güvenlik önlemi alırsınız. 1) Güvenlik Duvarı kurabilirsiniz 2) Antivirüs yazılımı kurarsınız 3) Anti-Adware yazılımı kurarsınız 4) Internet Explorer ve Outlook dan kurtulursunuz. (onları Firefox ve Thunderbird ile değiştirebilirsiniz) ve son olarak; 5) korsanların bunları geçebilecek kadar akıllı olmaması için dua edersiniz, çünkü eğer bir güvenlik açığı ortaya çıkarsa Microsoft bunu 1 ay gibi bir sürede çözecektir. (her zaman bu kadar hızlı olmasını beklemezsiniz). Veya, kısa yoldan Linux kurup, kafanızı dinleyebilirsiniz. Virüsleri ve diğer zararlıları dert edinmeniz gerekmez.

 Açık Kaynaklı yazılım (örn. Linux) demek, birden fazla gözün tüm kodları incelemesi demektir. Dünya gezegenindeki her programcı, kodu indirebilir, inceleyebilir, ve güvenlik açığı olabilecek unsurları kolayca görebilir. Diğer yandan, Windows kaynak kodunu(o bir tür "tarif"tir) ancak Microsoft firmasında çalışan sınırlı kişi görebilir. Yüzbinlerce (belki şimdi milyonu bulmuştur) insana karşı, sadece bir kaç bin insan. Bu büyük fark demektir.

Fakat aslında, diğerlerine oranla asıl konu sistemin ne kadar açığı olduğundan çok, açıkların türüdür. Eğer ortada çok açık var, ama henüz kimse farketmediyse(korsanlar dahil) , veya önemsiz açıklarsa, korsanlar ciddi hasar veremezler. Burada devreye giren, açığın farkedildikten ne kadar süre sonra çözüldüğüdür. Eğer Açık Kaynak bir yazılımda bir açık bulunduysa, açık kaynak topluluğundaki herkes buna göz atabilir ve bu sorunu çözebilir. Genelde sorunun ilacı(ve ilgili güncellemeleri) bir kaç gün, bazen bir kaç saat içinde halledilir. Microsoft firmasının bu kadar fazla insan gücü yoktur, onlar genelde açık bulunduktan(ve hatta paylaşıldıktan) bir ay kadar bir süre sonra çözümü sunmayı başarırlar. Bu korsanların sizin sisteminizde cirit atması için yeterli bir süredir.


Sürücüleri unutun
Yeni donanım parçaları, en basiti bile, genelde CD ile birlikte gelir. Bu CD'de "sürücü" adı verilen çok ufak bir parça yazılım bulunur. Eğer yönergeleri okuduysanız, donanımınızın sürücüleri yüklenmedikçe Windows bilgisayarınızda çalışmayacağını biliyorsunuzdur. Eğer siz de bir çok insan gibi el kitaplarını okumadıysanız, yeni yüksek teknolojili oyuncağınızın çalışmadığını gördüğünüzde kendiniz öğrenirsiniz.

CDyi tak, kurulum sihirbazına tıkla, bekle, CD'yi çıkart, bilgisayarı yeniden başlat.

Eğer donanımı aldıktan sonra bir süre geçmişse ve başka bir bilgisayarda halen kullanıyorsanız, büyük ihtimalle CD'yi unutmak ve sürücünün son sürümünü üreticinin sitesinden indirmek isteyeceksinizdir, ki bu biraz zaman alacaktır, çünkü üreticilerin siteleri gerçekten garip bir dizayna sahip olabiliyor.

Tamam, bu sadece bir donanım parçasıydı. Şimdi Windows'u tamamen yeni, dokunulmamış bir bilgisayara yüklemek istediğinizi hayal edin. Her küçük donanım parçası için son sürücüyü bulmak(ya da CD'sini kullanmak) zorunda kalacaksınız, ve her kurulumdan sonra da defalarca yeniden başlatmanız gerekecek. Ekran kartı, ses kartı,, klavye, fare, anakart çipseti, vs. (En iyisi ilk olarak ekran kartı sürücüsünü yapmak, yoksa yüksek çözünürlükle ekranınızda oldukça düşük çözünürlükler görebilirsiniz). Elbette bunları yapmadan önce bir de zaten yeteri kadar uzun bir Wİndows kurulumu yaşayacaksınız.

Linux ayrı sürücülere ihtiyaç duymaz. Tüm sürücüler Linux çekirdeğiyle birlikte, sistemin temeliyle beraber gelir. Bu her dağıtımda böyledir. Bu, şu anlama gelir:

    Çok hızlı ve kendine yeten bir kurulum süreci. Bir kere işiniz bittiğinde, ihtiyaç duyduğunuz her şey çalışmaya başlayacak. (Kullanacağınız yazılımlar dahil)
    Kutudan çıktığı gibi kullanıma hazır donanımlar.
    Gezegen için daha az zarar çünkü tüm bu CDler donanımla birlikte gelmek zorunda değil. (Tabii, Windows da onlara ihtiyaç duymayı bıraktığı zaman).


Bilgisayarınızı sürekli baştan başlatmaktan sıkıldınız mı?

Windows Update ile Windows sisteminizde bir kaç küçük yükseltme mi yaptınız? Lütfen yeniden başlatın. Bazı yeni yazılımlar mı yüklediniz? Lütfen yeniden başlatın. Sisteminiz stabil çalışmıyor mu? Lütfen yeniden başlatın. Yeniden başlatmayı deneyin, bundan sonra her şey daha iyi çalışacak.

Windows sistemi yeniden başlatmak için sürekli izin ister ve bu can sıkıcı olabilir (Belki devam eden, uzun süreli bir indirme işleminiz vardır ve sistemde ufak tefek değişiklikler oldu diye işleminizi iptal etmek istemezsiniz). "Daha sonra yeniden başlat" a tıklasanız bile, Windows her on dakikada bir sizi, sistemi yeniden başlatmanızı hatırlatarak, rahatsız eder. Eğer bilgisayardan uzaktaysanız ve soruyu görmezseniz sistem, büyük ihtimalle, otomatik olarak yeniden başlatılır. Elveda uzun süren indirme işlemi.

Basitçe Linux' un yeniden başlatılmaya ihtiyacı yoktur. Yeni yazılım da yükleseniz (çok büyük yazılımlar da dahil), rutin yükseltmeleri de yapsanız, sistemin çok önemli bölümlerinde yapılan ve bir kaç haftada bir gerekli olabilen güncellemeler haricinde, sizden bilgisayarınızı yeniden başlatmak için izin istemez.

Web sunucularını bilirsiniz. Bir çok web sunucusu Linux kullanır. Bu sunucular her zaman ulaşılabilir olmak zorundadırlar, sık sık yeniden başlatılmazlar. Gerçekten, bir çoğu yıllardır yeniden başlatılmamıştır. Linux stabildir, yeniden başlatılmaya ihtiyaç duymadan, mükemmel bir şekilde çalışır.

Büyük ihtimalle bilgisayarınızı haftalarca açık bırakmayacaksınız. Fakat burada önemli nokta şudur: Sistem sürekli yeniden başlatılarak sizi rahatsız etmeyecek...!
Sistemi kurduktan sonra neden daha fazla araç kurasınızki?
Windows kurmak sadece bir başlangıçtır. Hayal edin, yeni Windows 7 kopyanızı kurdunuz, ve bilgisayar becerilerinizi kullanmaya hazırsınız. Bir arkadaşınız size PDF eklentili bir e-posta gönderdi : lanet olsun, sizin bu veriyi okuyacak bir yazılımınız yok. Hemen çevrimiçi olmalı, Adobe Reader'in (genelde bu yazılım kullanılır) web sayfasına girmeli, indirmeli, kurmalı, ve belki de sisteminizi yeniden başlatmalısınız. Oh, sonunda hallettik, artık her şey hazır. Ama o da nesi, arkadaşınızın bir de dosya.doc adında gönderdiği bir veri var. Windows'unuz bunu büyük ihtimalle okumaz, mükemmel..! Olsun, Microsoft Office yazılımını "satın alabilirsiniz!". Ya da, OpenOffice'ın Windows sürümünü kullanabilirsiniz. Ama halen, onu bulmalı, indirmeli(umarım genişbant bağlantınız vardır) , kurmalı .. vs. Arkadaşınız bir de resim göndermiş. Ama resmin karanlık ayarı berbat, görüntüde bozulmalar var, ve bir bölümünün kesilmesi gerekiyor. Şimdi gidip Photoshop satın alabilirsiniz.(satın almak? yine para vereceksiniz.) veya GIMP (Photoshop yazılımının tüm yeteneklerine sahip ücretsiz bir uygulama) kurabilirsiniz. Aama önce, aramalı, indirmeli , kurmalı .. Evet, gerçekten işiniz zor olacak. Windows'u kurdunuz, ama o problemin sadece başlangıcıydı.

Linux kurduğunuzda (Ubuntu, Mandriba, Fedora vs. bir çok "dağıtım" size farklı tatlar sunacaktır) aynı zamanda kurmak zorunda kalmadan bir çok şeye sahip olursunuz:

    Yazı yazabilmek, tablolar oluşturabilmek , Slaytlar hazırlamak için gerekli olacak her türlü yazılım.
    Bir web tarayıcı (örn. Firefox) ve bir E-Posta yazılımı. (örn. Thunderbird veya Evolution)
    En az Photoshop kadar güçlü bir resim düzenleyici (GIMP)
    Bir Anlık Mesajlaşma uygulaması.
    Bir film oynatıcı.
    Bir müzik oynatıcı.
    Bir PDF okuyucu.
    Arşiv açmak için gerekli her şey (ZIP, vs.) .
    vs.

Linux ile, kolayca çalışmaya başlayabilirsiniz.

Masaüstlerinde yeni çağa atlayın
Windows Vista,7 ile gördüğümüz 3D ve transparanlık özellikleri sizi çok şaşırtmış olabilir, hatta istediği o aşırı sistem gereksinimini edinmeye, üstüne yüzlerce dolar ödemeye râzı olmuş bile olabilirsiniz. Yeni aldığınız sisteminiz en sonunda Vista'nın (çok yüksek) ihtiyaçlarını karşılayabilecektir. Çok gereksiz: Linux çok daha iyisini, ücretsiz ve daha az sistem ihtiyacıyla yapabilir...


Çok fazla mı pencere var? Çoklu masaüstü kullanın.
Ben hiç Windows kullanmadım ve hiç anlamadığım bazı alışkanlıklarınız var. Ekranınızda kelime işlemciler, web tarayıcılar, e-posta programları, sohbet programları kullanırken, dosyalarınızı bulmak için ilave pencereler de açarken bu karmaşada nasıl kaybolmuyorsunuz?

Çoklu masaüstü, asla vazgeçmeyeceğim bir özellik. Sadece bir ekranınız var değil mi? Linux'u deneyin dört tane olsun. Tamam, dördüne aynı anda bakamazsınız çünkü aynı anda dört bir yana bakamıyorsunuz değil mi? Peki. Birinci ekranınınızda kelime işlemciniz olsun. İkincisinde sohbet programınız, üçüncüde web tarayıcınız. Kelime işlemcinizde bir şey yazarken İnternet'te bir şeylere bakmak isteyebilirsiniz değil mi? Bu durumda neredeydi diye tarayıcıyı bulmak için pencerelerle uğraşmanıza gerek yok. Sadece üçüncü ekranınıza tıklayın. İşte orada!

Masaüstünüzün nasıl olması gerektiğini siz seçin.
Çoğunlukla bütün Windows kullanıcıları aynı masaüstüne sahiptir. Tabi ki duvar kağıdınızı değiştirebilir veya pencere dekorasyonunuzun rengini seçebilirsiniz (öntanımlısı: mavi) fakat temelde hala her zamanki Windows arayüzündesinizdir.

Linux ile beraber, seçim yine size kalır. Çoklu pencereleri yönetmek için bir tek yolu kabul etmeye zorlanmazsınız, "Pencere Yöneticileri" adı verilen bir çok programdan istediğinizi seçebilirsiniz. Fakat korkmayın, bu konuda endişelenmenize gerek yok, çok kullanışlı bir pencere yöneticiniz olacaktır. Esas nokta ise istediğiniz zaman bunu değiştirebileceğinizdir.

MSN, AIM, ICQ veya Jabber' a tek bir yazılımla bağlanın
MSN, Yahoo, ICQ, Jabber, AIM vb. bir çok anında mesaj servisinden hesaplarınız olabilir. Windows ya da Mac OS X kullanırken, her servisin hesabı için farklı programlara ihtiyaç duyabilirsiniz.

Linux için (Windows ve Mac OS X' te de kullanılabilmektedir) anında mesaj programı Pidgin ile bütün bu servislere tek program ile bağlanabilir ve bütün dostlarınıza ulaşabilirsiniz.
Sisteminiz kararsız mı ?

Hiç Windows çöktüğünden dolayı çok uğraştığınız bir işi kaybettiniz mi? Bilgisayarınızı normal yoldan mı kapatırsınız, yoksa bazen Windows başka seçenek bırakmadığı için güç tuşundan kapatmaya mecbur mu kalırsınız? Bilgisayarınızın çeşitli sebeplerden ötürü kapatılması gerektiğini söyleyen "mavi ekran"larla karşılaştınız mı?

Windows'un son sürümleri, özellikle "Professional" olanları eskisinden daha dayanıklı bir hale getirildi. Buna rağmen üstteki sorunlarla hâlâ sık sık karşılaşılır.

Tabi ki hiç bir işletim sistemi mükemmel değildir ve size işletim sistemim hiç çökmez diyenler kesinlikle yalan söylüyorlardır. Nitekim, bazı işletim sistemleri o kadar dayanıklı olurlar ki çoğu kullanıcısı çöktüğünü görmemiştir, yıllar sonra bile. Bu Linux'ta böyledir. İşte size bunu görmenin bir yolu. Bir sistem çöktüğü zaman, kapatılması veya yeniden başlatılması gerekir. Yani, bilgisayarınız uzun süre açık ve çalışır durumda kalabiliyorsa, (burada ne kadar kullanıldığının önemi yoktur) o sistemin dayanıklı olduğunu söyleyebilirsiniz. Linux kurulu sistemler, baştan başlatılmadan yıllarca çalışabilir (birçok İnternet sunucusu Linux kullanır, ve hiç baştan başlatılmaz). Tabi ki çok kritik güncellemeler olduğunda, yeniden başlatılması gerekir (normal yoldan). Ama Linux yüklerseniz, sisteminizi sürekli kullansanız da, sürekli açık bıraksanız da, dört yıl kadar bir süre boyunca sorunsuz olarak çalışabilecektir.

Çoğu zaman, bilgisayarınızı bu kadar yalnız bırakmazsınız, fakat bu Linux'un ne kadar dayanıklı olduğunun bir göstergesidir.


Dijital hayatınızda parçalanmalar mı var ?

Eğer hailhazırda parçalanmanın ne olduğunu biliyorsanız ve her ay ya da daha sık disk birleştirme işlemine aşikarsanız, işte size kısa versiyon: Linux disk birleştirmeye gerek duymaz.

Şimdi sabit diskinizin içinde milyonlarca çekmeceyle bir dosya dolabı olduğunu hayal edin ( Roberto Di Cosmo ya bu benzetmesi için teşekkürler). Her çekmece sadece belli bir miktar veri içerebilir. O yüzden dosyalar bir çekmecenin kapsayabileceğinden daha büyükse içerik parçalanmak durumunda kalır. Bazı dosyalar o derece büyüktür ki binlerce çekmeceye ihtiyaç duyarlar. Ve tabiki, bu dosyalar dolap içinde ne kadar yakın çekmecelerde bulunurlarsa onlara erişmek bir o kadar hızlı ve kolay olur.

Şimdi bu dolabın sahibi olduğunuzu fakat onunla ilgilenecek zamanınız olmadığını ve bu yüzden onunla sizin için ilgilenebicek birilerini görevlendirmeniz gerektiğini düşünün. İş arayan iki kişi gelir: Bir erkek ve bir kadın.

    Erkeğin stratejisi şudur: Bir dosya kaldırıldığında çekmeceleri boşaltır ve her yeni dosyayı çekmece büyüklüğünde parçalara bölerek ilk uygun çekmeceden itibaren rastgele yerleştirir. Haliyle bu işlem, siz istediğinizde, dosyanın bütün parçalarını bulmayı zorlaştıracaktır. Sonuçta her hafta sonu işleri yoluna koymak için işe düzinelerce eleman almak zorunda kalırsınız.
    Kadının farklı bir yöntemi vardır: Bitişik çekmeceleri bir kağıda not alır. Yeni bir dosya geldiğinde, elverişli uzun bir çekmeceler dizisi için elindeki listeyi araştırır ve işte burası dosyayı yerleştireceği yerdir. Bu açıdan, harcanacak yeterli aktiviteyle dosya dolabı hep düzenli kalacaktır.

Doğal olarak siz kadını işe almalısınız (biliyor olmalısınız, kadınlar daha düzenlidir :) ). Evet, Windows ilk yöntemi kullanır, Linux ise ikincisini. Windows'u kullandıkça dosyalara erişim hızınız yavaşlayacak, Linux'u kullandıkça ise bu hız artacaktır. Seçim size kalmış!


Windows'unuz neden gün geçtikçe yavaşlar?

Windows birçok tasarım hatasına sahiptir. Bu da onun gittikçe yavaşlamasına neden olur ve uzun süre kullanılmasını engeller. Şu sözü mutlaka birçok kez duymuşsunuzdur "Bilgisayarım ağırlaşmaya başladı, baştan kuracağım". Windows'u baştan kurmak sorunu çözer... bir dahaki sefere kadar.

Belki de bilgisayarların bu şekilde çalıştığını, çok yeni bir teknoloji olduğunu ve hâlâ kararlı hale gelmediğini düşünmeye başladınız. Pekala, Linux'u deneyin ve şaşırmaya hazır olun. Bundan 5 yıl sonra bile sisteminiz ilk kurduğunuz günkü kadar hızlı ve yanıtlayıcı kalacaktır. Sizi baştan kurmaya zorlayacak virüsler, adwareler, spylar ve trojanların olmamasına değinmeye gerek var mı?

Birçok insanı Linux'a geçmeye ikna ettim, aynı zamanda Windows'u da sabit disklerinde tutarak. Çünkü (Autocad gibi) Linux'ta bulunmayan birkaç programı kullanmak zorundalardı. Bu yüzden iki sistemi de kullandılar. Geçiş yaptıkları günden beri, çoğu Windows'u bir-iki senede bir tekrar kurdular; ama Linux'ta bunu yapmaya hiç gerek duymadılar çünkü hâlâ kararlı ve çevik bir şekilde çalışıyor.

Linux, yeniden kurmakla değil, işinize vakit geçirmenizi sağlar.
 
Yüzlerce oyunu ücretsiz oynayın
Telifsiz lisans altında yüzlerce oyun yayınlanmıştır: 2D, 3D, puzzle, savaş oyunları, online oyunlar ve daha bir çoğu! İşte bir kaç örnek (listenin tamamı sonsuza kadar sürebilir):

Ücretsiz ve sınırsız desteğin keyfini çıkarın
Açık kaynak topluluğunun en iyi yanlarından bir tanesi de, gerçek bir topluluk olmasıdır. Kullanıcılar ve geliştiriciler dışarıda bizimle, web forumlarında, mail listelerinde, IRC kanallarında yeni kullanıcılara yardım etmekte ve yeni sistemlerini kavramaya çalışmalarını sağlamaktadır. Daha fazla insanın Linux' a geçmesi onlara mutluluk verir.

Eğer anlamadığınız bir şeyler olursa ya da bir program umduğunuz şekilde çalışmazsa çekinmeden yardım isteyin. Yakınınızda Linux kullanan birileri varsa size yardım etmekten mutluluk duyacaklardır. Ya da online olarak, sorularınızı kibarca yönelttiğiniz takdirde, size seve seve yardım edecek insanlar bulabilirsiniz. Google' da "Linux yardım" ve ya "Linux -kullandığınız dağıtım-" şeklinde aramalar yaparak istediğiniz bütün bilgilere ulaşabilirsiniz.

Yazılımlarınızı tek bir tık ile güncelleyin.
Windows "Windows Update" adı verilen ve sisteminize uygun olan en son güncellemeleri sağlayan pek kullanışlı, güzel bir araca sahiptir.

Fakat Microsoft'a ait olmayan yazılımlarınız ne olacak? Adobe uygulamaları? Zıp sıkıştırıcılar? Yakma (Cd yazım) programları? Microsoft harici web tarayıcıları ve e-posta karşılayıcıları? Bunların hepsini tek tek güncellemeniz gerekmektedir ve her birinin kendi güncelleme sistemi bulunduğundan dolayı bu biraz zaman alacaktır.

Linux'un bilgisayarınızdaki her yazılım ile ilgilenen, güncelleyen, yeni yazılımlar yüklemenizi kolaylaştıran "Paket Yöneticisi" adlı bir uygulaması vardır. Yani her şeyi güncel tutmak istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey oradaki "Güncellemeleri Kur" butonuna tıklamanız olacaktır. :
Kendi ülkenize,diğer ülkelere ve çevrenin korunmasına yardım edin!
(Gabriel E. Patiño'ya (gepatino {at}gmail {dot} com) fikir ve yazının ilk taslağı için teşekkürler)

Microsoft bir ABD şirketidir ve onun başarısı Amerikan ekonomisine fayda sağlar.

Eğer ABD'de yaşamıyorsanız, lisanslı bir yazılım satın aldığınızda (ör. Windows), ödediğiniz paranın yarısı doğrudan yazılım şirketinin merkezine gider (ör. Microsoft): diğer yarısı ülkenizde kalırken (satış komisyonları, vs.: teknoloji kazancı yok) bu para ülkenizi terkeder. Ülkeniz hiçbir şey üretmez; yazılım kutularını satmak için vasıflı elemana bişe ihtiyacınız yoktur.Bu ülkenizin bilişim uzmanlarının bilgi seviyesinin düşük kalmasına sebep olur. Bilişim uzmanlarınız sadece lisanslı yazılımı kuran ve ayarlarını yapan kişiler olarak kalır ve yazılım geliştirme/öğrenme/düzenleme ile ilgili hiçbir şey kazanmazlar.

Özgür Yazılım ile (ör. GNU/Linux), ülkenizin ekonomisi (ve Bilişim Uzmanlarının bilgi ve tecrübesi) gelişebilir, çünkü Özgür Yazılım sayesinde birçok küçük/orta ölçekli şirket özel çözümler, teknik destek, danışmanlık gibi hizmetler vermeye başlayacaktır.

Ülkenize yabancı yazılımları satıp yurtdışına para gönderenlerin dışındaki, işini iyi bilen ve sermayesi olan Bilişim Teknolojisi sektöründeki kişiler bu durumu değerlendirecekler ve ülkenize değer katacaklardır.


Çevre için de bir şeyler yapın
Bu fikir için Franz Bourlet'e teşekkür ederim.

Konu çevreye gelirse Linux'ün Windows'tan ne farkı olabilir ki, diye sorabilirsiniz. Ne de olsa, ikisi de çevre kirliliği ya da iklim değişikliği ile pek alakalı görünmeyen yazılım dünyasında sadece birer üründen ibaret. Yine de, Linux'ü seçmekle çevre sağlığına hiç de azımsanmayacak katkılarda bulunabilirsiniz.

    Windows ve Mac OS kap içinde satılırlar. Bunun anlamı, bahsi geçen yazılımların favori marketinizdeki raflarda yerini alabilmesi için gereken dış kartonun veya kabın üretilmesinde, tonlarca kağıda ve plastiğe ihtiyaç duyulmasıdır (Yazılımın satın alınmasından sonra çöpe giden kaplarının geri dönüşümü için gereken masrafı da bir hayal edin). Linux ise ücretsiz bir şekilde internetten indirilebilir; kağıt ya da plastik benzeri hiçbir atık bırakmaz.
    Windows ya da Mac OS'u kullanailmeniz için gereken sahipli yazılımların bir çoğu da, yazılım dükkanlarındaki raflarda kap içinde satılırlar. Oysa ki Linux yazılımlarının büyük çoğunluğunu Internetten edinebilirsiniz, hem de ücretsiz olarak! (işte tekrar, büyük miktarda plastiğin ve kağıdın israf olmasını engellemiş oldunuz!).
    Microsoft ya da Mac OS için gereken sistem gereksinimleri gittikçe yükseliyor, birkaç sene önce milyarlarca para döküp satın aldığınız makinelere bugün birer hurda gözüyle bakılıyor. Buna rağmen, Linux çok eski makinelerde bile oldukça verimli çalışır, ve bilgisayarlarınızı fırlatıp atmak yerine çeşitli amaçlar için kullanmaya bile devam edebilirsiniz! (yedekleme, internet erişimi, çokluortam uygulamaları, vb.)
    Windows ve Mac OS yazılımlarını kap içinde satabilmek için milyonlarca CD yazılır. Kabul etmek gerekir ki, Linux'ü yükleyebilmek için de CD yakmaya ihtiyaç duyabilirsiniz (Elbette, CD yakmadan da Linux kurulumu yapabilmeniz mümkün -- ağ aracılıyla ya da sabit diskten kurulum yapmak olgunca yaygındır.) Buna rağmen, birçok kişi Linux dağıtımını yeniden yazılabilir CD'lere (CD-RW) yazmayı tercih ediyor, böylece kurulum işlemini tamamladıklarında, CD'lerini farklı amaçlar için de kullanabiliyorlar. (Sahipli işletim sistemlerinin aksine, yazılımın CD'lerini sürekli yanınızda taşımak yerine, Linux'ü internetten istediğiniz zaman indirebilirsiniz.)

 

Yazılımda kapalı kapılara hayır!.

Kapalı kaynaklı yazılımlarla açık kaynaklı yazılımların arasındaki fark, yazılım kaynaklarının insanların erişimine açık olup olmamasıdır. İyi, fakat bu beni neden ilgilendirsin ki? Aslında "kaynak", veya "kaynak kodu", bir yazılımı oluşturan gizli tariftir, tıpkı bir kek tarifi gibi. Dışarıdan bir kek aldığınız zaman, kekin asıl tarifini çözebilmeniz mümkün değildir (tahminleriniz ise çoğu zaman "hmm, sanırım bunun içinde hindistan cevizi var" dan öteye gitmez). Öyle ya, pastacı size süper nefis kakaolu kekinin tarifini verseydi, yakında iflas etmek zorunda kalırdı. Çünkü insanlar aynı keki kendileri evlerinde yapabilirlerdi, ve pastacının kekini almak zorunda kalmazlardı. Benzer bir şekilde, Microsoft şirketi de yazılımlarının gizli tarifini, veya "kaynak kodlarını", kimseyle paylaşmak istemez ve bunda da haklılar; çünkü altın yumurtlayan tavuğu kimse kesmek istemez.

Fakat problem şu ki, bu tarife bizlere farkettirmeden istedikleri herşeyi ekleyebilirler. Mesela Microsoft çalışanları: "PC, her ayın 12'sinde, eğer bilgisayar internete ağına bağlıysa, geçen aydan beri indirilmiş olan tüm dosyaların bir listesini yap ve bunu Microsoft'a ağ aracılığıyla gönder" şeklinde bir kodu bu tarife eklemek isterlerse bunu çok rahatlıkla yapabilirler. Muhtemelen Microsoft böyle bir şey yapmayacaktır, fakat nasıl emin olabilirsiniz ki; herşey kapalı-gizli-saklı ise?

Kısa bir süre önce (Ekim 2008) bir çok Çinli Windows kullanıcısı (çoğu Windows'un korsan kopyasını satın almıştı) bilgisayarlarına garip birşeyler olduğunu farketti; her saat başı, ekranları birkaç saniyeliğine kararıyordu. Kimseyi işinden alıkoyacak kadar ciddi bir problem olmamasına rağmen, insanları çıldırtmaya yeterdi. Microsoft Windows'a bir kod eklemişti (tarifinin içeriğine) "Eğer bir bilgisayardaki Windows'un korsan kopya olduğu tespit edilirse, her saat başı o bilgisayarın ekranını birkaç saniye karart". Burada korsan yazılım kullanmayı övmüyorum, elbette ki korsan yazılım kullanmak hiç de etik bir davranış değildir. Vurgulamak istediğim nokta şu: bu kod, bahsi geçen bilgisayarlara bir Windows güncellemesiyle yüklenmişti (bildiğiniz üzere güncellemeler genelde yazılım hatalarını tamir eder ve onlara yeni özellikler eklerler). Fakat kullanıcılar bu güncellemenin sistemlerini nasıl etkileyeceğini bilememişti. Hiç kimse bilemezdi.

Halbuki açık kaynaklı bir yazılımın kaynak kodunu değiştirmek çok daha açık bir süreçtir. Demek istediğim, yazılım kaynakları tümüyle kamunun gözetimine açıktır. Kod okumaktan ya da yazmaktan hiç anlamasanız bile, dünyada kod okuyabilen birçok insan var ve bu insanlar sözlerini sakınmazlar. Açık kaynak dünyasında ne zaman ki birisi bir kaynak kodu değiştirmeye çalışsa, ekipteki diğer geliştiricilerin tamamı bu değişiklikleri farkedebilir, ve isterlerse tekrar düzenleyebilirler ("hey dostum, neden insanların klavye girdilerini gözetleyen bir kod yazdın, senin aklından zorun mu var?"). Hatta bütün bir yazılım ekibi çıldırıp yazılımlarını art niyetli kodlarla doldursa bile, dışardan birisi pekala o kodları tekrar düzenleyip, zararlı kısımlarını atabilir, ya da tamamen yepyeni bir versiyonunu oluşturabilir, ve bütün dünyanın bu yeni değişikliklerden haberdar olmasını sağlayabilir. İşte açıklık budur.

İşte bu yüzden açık kaynaklı yazılımların sizi arkanızdan hançerlemeyeceğinden emin olabilirsiniz: topluluğumuz her zaman kaynakları yakın takibe alır.
Eski bilgisayarınız ikinci baharını yaşasın!

Windows, versiyon numarası yükseldikçe (95, 98, 2000, Me, XP, Vista,windows 7 vb...), daha fazla donanıma ihtiyaç duyar. Yani düzgün çalışan bir Windows işletim sistemine sahip olmak istiyorsanız sürekli yeni donanım satın almanız gerekmektedir. Fakat ben bu kadar hızlı değişime neden olabilecek mantıklı hiç bir neden göremiyorum. Tabi ki yeni donanım ve teknolojiye sahip güçlü bilgisayarlara ihtiyaç duyan bir çok insan var. Fakat Web'de dolaşan, e-postalarını okuyup yazan, metin ve sunum dosyaları hazırlayan bir çok kullanıcının her 2, 3 ya da 4 yılda bir yeni bir bilgisayar satın almasının ardındaki sebep, bilgisayar satıcılarına daha fazla para kazandırmaktan başka ne olabilir ki? Bilgisayarınızın 5 yıl önce mükemmel şekilde yaptığı işlemleri bugün yapamamasının ardındaki yegane neden nedir?

Windows Vista'nın muhtemelen kabul etmeyeceği veya her "tık"tan sonra 20 saniye beklemenizi sağlayacağı eski donanımlarda Linux mükemmel bir şekilde çalışır. Linux tabi ki 12 yıllık bilgisayarınızı bir yarış canavarına çevirmeyecektir ancak onun üstünde çok düzgün çalışarak genel ihtiyaçlarınızı (Web'de dolaşma, belge yazma vb...) karşılayacaktır. Şu anda bu sayfayı size sunan bilgisayar pek te yeni sayılmaz ve Linux yüklü. Şu anda bunları okuyabiliyorsanız, demek ki hala sağlam ve çalışıyor (ve eğer sayfa yavaş yükleniyorsa yalnızca internet erişiminizi suçlayın).